İnsanlar uykuda neden sayıklar? Uzmanlardan önemli açıklamalar
5 mins read

İnsanlar uykuda neden sayıklar? Uzmanlardan önemli açıklamalar

Uykuda konuşma, uykuda yürüme ve diş gıcırdatma gibi davranışsal uyku bozuklukları arasında yer alır ve özellikle çocuklarda sıkça rastlandığı biliniyor.

Uykuda konuşan bir kişinin ses tonu ve konuşma tarzı genellikle normalden farklı olabilir ve söylenenler çoğu zaman mantıklı veya anlaşılır olmadığı bildirildi.

Uykuda konuşmanın devam eden bir sorun olmasıyla ilgili olarak uzmanlar önemli bilgiler paylaştı.

Dr. Tuba Sarıgül, uykuda konuşma ile ilgili şu önemli noktaları vurguladı:

“Uyku, farklı evrelerden oluşan bir süreçtir ve uykuda konuşma bu evrelerin her birinde meydana gelebilir. İlk evre hafif uyku olarak bilinir, ardından derin uyku evresine geçilir. Bir süre bu evrede kalındıktan sonra tekrar hafif uyku evresine dönülür. Genellikle bu, kısa süreli REM uyku evresiyle takip edilir – tüm uyku evrelerinde rüya görülse de, REM uyku evresindeki rüyalar daha kolay hatırlanır. Bu döngü, uyku boyunca birkaç kez tekrarlanabilir.

Uyku evreleri arasındaki geçişler sırasında insanlar kısmen ya da tamamen uyanabilir ve çoğunlukla kısa sürede tekrar uykuya dönerler. Ancak bu geçişler sırasında beyinin bir kısmı uyanık kalabilirken diğer kısmı uyuyor olabilir. Uykuda konuşma sırasında bu durumun yaşandığı düşünülüyor. Ayrıca, göz kasları dışında tüm kasların pasif olduğu REM uyku evresinde de insanların konuşabildiği gözlemlenmiştir. Bu, beyinin bu uyku evresinde kasları tamamen pasif hale getiremediğini gösteriyor.”

Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, uyku bozukluklarının tedavisi hakkında şu önerilerde bulundu:

“Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları edinilmelidir. Özellikle vitamin ve mineral bakımından zengin olan sebze ve balık gibi besinler tercih edilmelidir. Yüksek karbonhidrat içeren basit şekerlerden kaçınılmalıdır. İdeal kiloda olmak önemlidir ve fazla kilolu bireylerin bir diyetisyen eşliğinde uygun bir diyet programına başlamaları önerilir. Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Kişinin yaşına ve vücut yapısına uygun egzersizler, uyku düzeni için faydalıdır. Kafein içeren çay, kahve ve elma gibi gıdaların tüketimi sınırlandırılmalıdır. Sigara ve alkol tüketimi bırakılmalıdır. Yatmadan önceki 1,5 – 2 saat içinde yiyecek tüketiminden kaçınılmalıdır. Uyku öncesinde alınan sıvı miktarı azaltılmalıdır. Uyku öncesinde telefon, bilgisayar, tablet gibi elektronik cihazlar kullanılmamalıdır. Cihazlar yatak odasından uzak tutulmalıdır. Yatak odası karanlık ve sessiz olmalı, yatak konforu uyku için yeterli olmalıdır. Her gün aynı saatlerde uyumaya özen gösterilmelidir. Gün içinde yapılan kısa şekerlemelerden kaçınılmalıdır, çünkü bu alışkanlık gece uykusunu olumsuz etkileyebilir.”

Harvard Tıp Okulu’nda öğretim görevlisi olan uyku uzmanı Rebecca Robbins, genetik faktörlerin ve alkol tüketiminin uykuda konuşmayı etkileyebileceğini belirtti.

Robbins, ayrıca stresin de uykuda konuşmada önemli bir rol oynayabileceğini ekledi:

“Kaygı, uykuda konuşmayı tetikleyebilir. Bazı insanlar uykularında duygularını, endişelerini ifade edebilir veya günün olaylarını yansıtabilir.”

2017’de Journal Sleep dergisinde yayımlanan bir araştırmada, uykuda konuştuğu bildirilen 230’dan fazla kişi incelendi.

Araştırmada, uykuda en sık kullanılan kelimenin “Hayır” olduğu ve bu kişilerin %10’unun uykularında küfür ettiği tespit edildi.

Uyku Bozukluğu Nedir?

Uyku sırasında, vücutta gün boyunca meydana gelen zararlı reaksiyonların onarımı, toksik maddelerin atılması ve dokuların yeni güne hazırlanması gerçekleşir.

Aynı zamanda, beyin fonksiyonlarının düzenlenmesi ve öğrenilen bilgilerin işlenerek hafızaya kaydedilmesi gibi süreçler de uyku sırasında devam eder.

Uyku Bozukluğunda Görülen Belirtiler Nelerdir?

Uyku bozukluğu yaşayan kişilerde çeşitli belirtiler görülebilir.

Bunlar arasında en sık rastlananlar:

• Uykuya dalmada veya uykuyu sürdürmede zorluk,

• Gün içinde aşırı yorgunluk ve uyku ihtiyacı,

• Anormal solunum,

• Uykuya dalarken anormal hareketler,

• Uyku sırasında anormal davranışlar,

• Huzursuzluk veya kaygı,

• Okul veya iş performansında düşüş,

• Konsantrasyon zorluğu,

• Depresyon,

• Kilo artışı şeklinde sıralanabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir