Öğretmen, öğrenci, veli aynı sahnede oyuna çağırıyor
6 mins read

Öğretmen, öğrenci, veli aynı sahnede oyuna çağırıyor

Sınıfın yaramazı diye etiketlenmiş çocuklar, “Evinde otur, bu saatten sonra sahne senin neyine” diyenlere inat ev hanımı veliler öğretmenlerle tiyatro sahnesinde bir araya geliyor. Bir öğretmenin hayali “Pinhan Sahne”nin hikâyesini kurucusundan dinledik

Okulda tiyatro grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı? 

Tiyatro benim için hep bir sevdaydı; çünkü sahne büyüleyici bir yer ve iyileştiremeyeceği kalp yok. Öğretmenlik mesleğine başladığımda hep şu hayalim vardı; mezun ettiğim her çocuğun kalbine dokunmuş olmak. Bu amaçla yola çıkınca tiyatronun da en iyi yoldaş olduğunu fark ettim. Daha sonra hem eltim hem de seçilmiş kız kardeşim olan Semra Baca ile yola devam ettik. Sahneyi ve seyirciyi büyüttük. Geçen sene 2 bin 500 kişiye gösterim yaptık. Yılda en az 10 seans oyun sergiliyoruz. Bu sene ekibimize Hamit Taş da girdi ve şu an Pinhan Sahne üç yönetmenle yoluna devam ediyor. Pinhan Sahne Türkiye’de halka açık oyun sergileyen ilk okul tiyatrosudur. 

Oyuncuları nasıl seçiyorsunuz? 

Hani olur ya kimsenin görmek istemediği yaramaz, tembel diye etiketlenmiş ve bir türlü o etiketlerden arınamamış çocuklar… İşte o çocukların görünürlüğe ihtiyaçları olduğunu fark ettiğim an tiyatro yeni bir yol haritasıydı benim için. O görünmez çocukların o sahnede göründüklerini, kendilerini bulduklarını, yeniden var olduklarını fark ettim. Dolayısıyla iyileştiklerine tanık oldum. Tiyatro artık benim için çocuğun kalbine giden yolun kendisiydi. Seçmeleri yaparken kadroya bir en yeteneklileri bir de en görünmezleri, sınıfta ya da çevresinde dışlanmış olanları seçmeye çalışıyoruz. En yetenekli ile en görünmezin sahne uyumuna şahitlik etmek büyüleyici. 

Tiyatronuzun öğretmen, veli ve öğrenciyi buluşturması çok kıymetli. Bu üç kanadın buluşması ve oyun çıkarması zor olmadı mı? 

Kadromuz şu an 50 kişi, tabii bir de arkada bize eşlik eden 27 gönüllü veli grubumuz var. Velileri tiyatroya alma fikri vardı aklımızda ama ilk olarak geçen yıl katıldılar. Özellikle ev hanımları olsun istedik kadroda. Anneler ülkenin aydınlık yüzü bence, onlara ne kadar çok zenginlik katarsak o zenginliği onlar çocuklarına devredecekler. Bu sene toplam 10 öğretmenimiz de bizimle birlikte rol alıyor. Her branştan öğretmen var ve öğretmen, öğrenci, velinin statü ve yaş farkına bakılmaksızın aynı sahnede, aynı ışıkların altında, aynı amaç için birleşmiş olmaları gurur verici. 

Tiyatro topluluğu neleri değiştirdi? 

Sanata ilginin olmadığı bir muhitte yaşıyoruz. Ama yıllar içinde o kadar çok yol kat ettik ki sahne almak için duyuruları yaptığımız an insanlar gelmek istiyor. Onları tiyatroya alıştırdık ve kemikleşmiş bir seyirci kitlemiz var. Bulunduğumuz muhitte kalmaya özen gösteriyoruz. Sanatın iyileştirici gücü sayesinde derdimiz önce etrafımızı iyileştirmek. Geçen yıl Osmangazi Üniversitesi’ne davet edildik ve çok beğeni aldık. Şimdi derdimiz daha çok anneye ve daha çok çocuğa ulaşmak. Ne kadar büyürsek o kadar çok çocuğa, anneye ve eğitimciye ışık olmaya devam edeceğiz. Çünkü okul dört duvarla kaplı bina değil, sevginin, insanın ve bilginin olduğu her yerdir. Biz Pinhan Sahne olarak kurduğumuz okulu her yere yaymaya devam edeceğiz. 

Oyuncular ne diyor?

Yasemin Aytaç (Din kültürü öğretmeni): Sanata ilgim hep vardı ama Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olmak maalesef toplumda farklı bir ağırlığı da beraberinde getiriyor. Din derslerinin sanattan kopuk olacağı algısı yıllardır sürüp gidiyor. Tiyatro grubuna katılmam için ilk teklif geldiğinde bu algıyı kırmak istedim. İnsanların olumsuz bakış açılarını olumluya çevirmek bana ayrıca haz veriyor. Pinhan ekibinde olmaktan çok mutluyum. 

Gülnur Demir (okul velisi): Pinhan Sahne’ye katılmak benim için çok cesur bir hareketti, çünkü etrafımdakiler hep “Evinde otur, bu saatten sonra sahne senin neyine, çocuğuna bak,” diye eleştirdiler. Ama ben orada hayatımda ilk defa başarma duygusunu tattım. Başardıkça sınırlarımın ötesini fark ettim ve anne olmanın daha doğrusu iyi anne olmanın evde oturmak olmadığını, ürettikçe ilham olunan bir şey olduğunu fark ettim. Çocuğuma da çok güzel bir model olduğuma inanıyorum o yüzden kendimle ve kendi cesaretimle, tabi bir de Pinhan Sahne ekibiyle gurur duyuyorum. 

Cengizhan Erdoğan (Öğrenci): Okul benim için hep sıkıcı bir yerdi. Bir an önce bitmesini istiyordum ve kendimden pek bir beklentim yoktu. Sadece kendimin değil ailemin ve öğretmenlerimin de benden beklentisi yoktu. Çok arkadaşım da yoktu. Yıllarca arka sırada, paltomu üstüme örtüp uyumaya çalıştım. Sonra yollarımız Ümit Hocam ile kesişti. Bana tiyatro grubuna katılmayı teklif edince çok şaşırdım ve korktum ama o bana güvendi. Bu kadarla kalmadı, oyunda başrol verdi. Sahneye çıktığım yıl ben artık arkada uyuyan Cengizhan değildim. O kadar büyümüştüm ki, sahnede her şey küçük ve başarılabilir geliyordu. Ertesi yıl yine rol aldım ama daha güzeli bu sefer annemle birlikte. Birbirimizle gurur duyduk. Tiyatro artık benim tutkum ve bu sayede okul da bambaşka bir yer oldu. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir